22 Aralık 2014 Pazartesi

Rusça ile kaçkovalamaca

Başka bir ülkede yaşarken insan dilsiz gibi oluyor, Duyuyor ama anlayamıyor, konuşmak istiyor ama konuşamıyor. Rusça dünyanın en zor dillerinden biri. Alfabesi farklı,telaffuzu zor ve grameri ağır. Yıllar önce 4 ay İstanbul'da özel ders almıştım. Tek tük kelime bilmek,alfabeyi okuyabilmek dışında hiç işime yaramamıştı. Yıllar sonra Kiev'de tekrar sıfırdan Rusça dersi almaya başladım. 5 hafta, özel ders, tek kişilik,3000grivna, haftada 3 kez gidiyorum. Herşeyi tek tek öğrenmeye çalıştım. Çoğunlukla derste.. çünkü dersten çıkınca eve gidip ders çalışmak içimden gelmiyordu. Akşam olunca da eşim televizyon izliyor,ben internette geziyorum. Kısacası Rusça öğrenmektan kaçınıyordum. Aslında en büyük sıkıntıyı alışveriş yapmak istediğim zaman yaşıyorum; Şuna bakabilirmiyim? Başka modeli var mı? sorularını bile beceremiyorum. Karakter itibarı ile çekingen bir insanım. Okul,eğitim hayatında keyifle, önyargısız İngilizce öğrenmişim, gittiğim başka ülkelerde hep İngilizce kullanmışım. Burada dilsiz oldum. Açık renk saçlarım,renkli gözlerimle kalabalık arasında yabancı olarak fark edilmemenin avantajı ile konuşmuyorum. Sessizce metroya biniyorum, iniyorum, mağazaların vitrinlerine bakıyor, birşey sorarlarsa -mesela yardımcı olabilirmiyim? - diye içeri girmiyorum. Marketten alacaklarımı alıp kasada hep bütün para ile düyorum küsüratına bakmıyor, para üstünü hızlıca alıp çıkıyorum.Rus dili saçma geliyor. Hangi dilde arabayla gitmek ve yürüyerek gitmek ayrı filler olabilir ki? 
Hele Ukrayna'da durm daha içinden çıkılmaz hale geliyor çünkü bir de Ukraynaca dili var. Bana göre Rusça eşittir Türkçe, Ukraynaca eşittir Azerice.Çoğu zaman Sovyetler Birliği dağılmasaydı, gidilmesi zor  Kuzey komşumuz olarak kalsaydı benim de kaderim böyle değişmezdi diye düşünüyorum.
Dil öğrenmek utangaç, içe kapanık insanlar için gerçekten zor. İletişim kurman lazım ki doğru mu yanlış mı söylüyorsun bakmak lazım. Kullanmadan olamaz. Ve ben imkansızı deniyorum sanırım. Bir gün ülkeye kızıyorum :''Avrupa birliğine girmek istiyorlar, bi tabela ingilizce değil, ingilizce bilmiyorlar, nah girerler diye'' bi gün içimden eşime kızıyorum : '' Az'la yetinmedi, bu imkanları Türkiye'de yaratamayacağını bildiği için buraya kazık çaktı'' diye. Ama ne yaparsam yapayım Rusça dil kitabı, defterler, sözlük, kalemkutu, dinleme cd'leri bana bakıyor.Herşey severek olur derler ya itiraf edeyim Rus dilini hiç sevmiyorum. Ben ki kitap okumayı çok severim, bari edebiyatı ile başlayayım Rus edebiyatı çok anlamlıdır diye Türkçe çevirilerdeki Dostoyevski ,Tolstoy, hatta Ukrayna'nın gururu Bulgakov'un Usta ve Margarita'sını bile okudum. Bir konuyu bu kadar uzatarak, melodram ve gizem yaratarak anlatan anca Rus dili olur. Bi gizemcilik, üstü kapalılık... Hadi burada yaşayan Türklerin tabiri ile müzik dinleyerek dil öğrenilir tarzına geçeyin dedim :Müzikleri de 80'lerden kalma gibi acıklı,cacıklı aşk şarkıları hep, sürekli bir açık, saçık teşhirci sanatları var.Hele ders kitabındaki hikayeler günümüz çağında gülünç geliyor.Kültürel farklılık burada ortaya çıkıyor : müzik aleti çalıyor musun? dansa gitmeyi seviyormusun, kış sporları?,vs vs Türküm ben hem spor yapıp, hem müzik aleti çalıp,ideal insan olamam. Malak malak tv izlerim,kitap okurum ancak. İdeal insan dili Rusça....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder