25 Aralık 2014 Perşembe

Kiev, yılbaşı, ekonomik kriz..

Bugün Hıristiyanlar için 'Christmas' yani Noel... 
Kiev sokaklarında canlı çam ağaçları boy boy satılıyor, insanlar hala alışveriş telaşındalar. İşten yorgun argın çıkanlar metro altındaki dükkanlara, çıkıştaki dükkanlara bakıyorlar. Bizdeki bir milyoncu tarzı dükkanlarda her tür Çin malı ucuz eşya var; plastik oyuncaklar, kırtasiye ürünleri,ufak tefek tamir, hırdavat ürünler, mutfak eşyaları, çoraplar, atkılar, yılbaşı süsleri...Çiçeklerin, doğa resimlerinin, ve ikonaların olduğu takvimler de revaçta. Sanırım bu kültürde yarım elma gönül alma tarzı düşünüp de alınmış hediyeler durumu var. Tam da benim sevdiğim tarzda.Çok paran olmayabilir ama ufak bi hediye karşındakini mutlu eder, ya da el becerin varsa yapabileceğin bişey..Öte yandan durumu iyi olan kesim alışveriş merkezilerinden süslü hediye kutularında moda, marka hediyeler seçiyorlar. Kutuların, kurdelelerin kendileri ayrı birer hediye, pastel renklerdeki  giysiler, yumuşak,kaşmir atkılar, dokunmaya kıyamayacağım mücevherler, son model oyuncaklar, şık kapaklı kitaplar hediye olarak seçiliyor.
Yılbaşı yaklaşırken hediyeler, süsler gibi güzellikleri yazmak iç açıcı ama ben hiç bunların havasına giremiyorum, çünkü Kiev'de sessiz, görünmeyen bir hüzün var. Sokaklarda, arabaların arasında insanlar ellerinde yardım kutuları hasta çocuklar için yardım toplamaya çalışıyorlar. Metronun içinde hamile kadınlar ellerini açmış dileniyorlar. Dilencilik konusunda hayatım boyunca gerçek mi yalan mı hiç bir zaman emin olamıyorum ama yürek burkan görüntüler bunlar...Ukrayna kanalı Donesk ve Harkov'u gösteriyor; yaşlılar evlerinde gıdasız, ilaçsız ölüme terk edilmiş, elektrik veril(e)miyor, Babalar cebimde param yok diye gösteriyor, sefil evlerde yaşam savaşı var. Yıkılan,yanan binaların yenisi, onarımı yok.
Öte yandan Oligarklar yardım kuruluşu kuruyor, sadaka gibi yapıcı olmayan yardım yapıyorlar. Politikacılar şık giysileri, lüks arabaları ile uzlaşma, çözüm bulma konferanslarında konuşup sonra lüks konutlarına,otellerine çekiliyorlar. Ukrayna sürekli dışarıdan nakdi yardım alan bir ülke. Ne yazık ki bu yardımlar ülkedeki politikacı, işadamı kaymak tabakanın cebine gidiyor, yardımlar nereye gidiyor, nasıl kullanılıyor, düzgün bir denetleme mekanizması yok, rüşvet almış yürümüş, neredeyse meclisten koltuk satın alacaksın ki yabancıların parlementoya girmesi yasallaştı, parayı veren,azıcık da eğitim,cv hanesi dolu birileri girebilir.
Kiev'de yaşayan bir yabancı olarak görünmez biri gibi günlük hayatın içerisinde herşeyi gözlemleyebiliyorum. İnsanların yüz ifadeleri çok şey anlatıyor; umutsuzlar, bezginler ya da genç kesim gibi umursamaz ve herşeylerini kendileri için prestij sağlayan şeylere ( iphone 6 telefon, spor salonu yıllık üyelik, pahalı bir parfüm) feda edebilecek haldeler. Çoğu insan yurtdışına gitmenin hayalini kuruyor. Bir yolunu bulup kaçmak bir çözüm mü? Bilmiyorum. Aklıma Kavafis'in şiiri geliyor; nereye gidersen git peşinden gelir bu şehir... Benim şehrimi, ülkemi yüreğimde buraya kadar taşımam gibi. Belki de insanlar buradan gidince farklı bi hayatları olacaklarını düşünüyorlar.
Herşeye rağmen içkisini, yiyeceğini alanlar evlerine yöneliyor,kimi hazırlanıyor, dışarıda arkadaşlarıyla buluşmaya..Yılbaşı Kiev'de bazıları için yalnız,soğuk, az yiyecekli geçecek. Bazıları için ise lüks içinde,aynı seviyedeki arkadaş gruplarıyla coşkulu geçecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder