7 Ocak 2015 Çarşamba

Sakin Geçen Bir Yılbaşı

Yeni bir yıla doğduğum şehirde: Ankara'da girdim. Gençken insan başka yerlerin hayallerini kurup, başka mekanlarda yeni yıl kutlamaları hayal ederken bir süre sonra sonra ya yaşayıp doyuyor, ya da elindeki imkanları kabul ediyor. Benim yılbaşı akşamlarım çok fazla kutlamalı, özel olmamıştı hiç bir zaman. Yıllarca ailemle ptt halinde geçirdik. Sadece bu günlerde çok tartışılan çam ağacı süsleme, hediye alma geleneği küçüklüğümden beri devam ederdi. Çam ağacı süslemek, batı icadı, gavur işi dense de çocukken eğlenmek, uğraşmak, rüyalarda masalları görmek için bir araçtı. Yetişkin olduğumda da kendi evimi ufak tefek yılbaşı için süslemeye devam ettim. 
Sanki makyaj yapan kadınlar gibi.. Herşey daha güzel olacak, daha pırıltılı görünecek, yeni umutlar gelecek gibi..
Bu sene Kiev'de çok çam ağacı,süsler, hediye paketleri gördüm. Ankara'ya döndüğümüzde ne içimden plastik ağacımı çıkarmak, ne de süslerini takmak geldi. Sadece birkaç mum, birkaç süs ile idare ettim.Evimi ne kadar sıcak bir havaya sokmaya çalışsam da yılbaşı gecesi arkadaş evine gideceğimiz için öyle sönük, garip kaldı. Bu sene hiç yeni yıl havasına giremedim. Eşlerin en sakini için yılbaşının diğer günlerden hiçbir farkı olmayınca o şenlikli yılbaşı ruhuna katılacak kimsem olmadı. 
Babaannemlerde bi toplanma hediyeleşme,sonra herkesin evlerine dağılması, yılbaşı akşamı da her zaman görüşen arkadaşların bir evde toplanıp karşılıklı sıkılması,zorunlu sohbetler olarak 31 Aralık 2014'ü bitirdik.
Yeni yılda ne hedeflerim var, ne de hayallaerim, zayıflıyacağım, şu kitapları okuyacağım, şu yerlere gideceğim listelerim de yok. Dingin sulardaki nilüfer gibi yaşayacağım yeni yılda...Ne gelirse ve ne yaşarsam öyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder