23 Kasım 2014 Pazar

Kiev'de yılın ilk kar'ı

Bir pazar sabahında perdeleri açtığımızda kar ile uyandım. Kiev'e yılın ilk karı gece boyu yağmış ve devam ediyordu. Şehir sisle karışık beyaza bürünmeye başladı. Öğlene kadar evde tembellik yaptıktan sonra kalın kar botu, mont, bere,eldivenlerimizi giyerek dışa çıktık. Eşlerin en sakininin Türkiye'den misafirleri vardı. Türkiye'den misafir deyince hep erkek oluyor, masalsı bir kış havasında şimdilik bunu anlatmayacağım. Onları da alıp Guliver alışveriş merkezine gittik. Kahvaltı yerine öğle yemeği yemek için. Guliver buradaki avm'lerden yalnızca biri, şehir merkezinde Palats Sportu metro istasyonun, ve stadyumun bulunduğu yerde. Türkiye'de göemediğim markaların yanısıra bizden  Colins ve English Home markaları var, büyük bir alşveriş merkezi. Ekonomi iyi olmadığı için insanlar sadece geziyorlar,ve üst yemek katında fast food alanında oturuyorlar. Biz bu alan yerine İtalyan restoran tercih ettik,biraz yemek biraz sohbet  derken zaman geçti.Vitrinlere bakarak aşağı indik, yılbaşı hazırlıkları başlamış. Öğleden sonra saat 4 olmasına rağmen çıktığımızda hava kararmıştı.Bu yemek yetmezmiş gibi şehrin dışında Brezilya Grill yapan bir restorana 6 gibi davetliymişiz. Neyse ki kar yoğundu, yavaş yavaş şehrin ışıkları içierisnde gittik. Şehir merkezinden uzaklaştıkça Toplu konutlar, tramvaylar, troleybüsler eski Sovyet ülkelerinden birinde olduğumuzu bariz hatırlatıyordu. Kiev'de ışıklı reklam panoları ve markaları çıkarırsak Tipik bir Rus-Sovyet şehri diyebilirim. Ben Nostaljiye düşkünüm, belki öyle görüyorum.
Gittiğimiz restoran orman içindeydi. Minik bir kulübe görünümünde, herşey ahşap, ince led lambalar var. Sanki Hansel ve Gretel'in kulübesine gelmiştik. Türk olunca yemekler salata,ve kuzu eti ağırlıklı seçildi. Gelen ekibin bayan eşleri hep Ukraynalı, bu durumda kendimi rahatsız hissetsem de Türk misafirler olunca sohbet hep Türkçe geçti, 2 bayan eş Türkçe biliyorlardı, sıkıntı olmadı. Gece çıktığımızda kar şidetini arttırmış, ortalık masalsı bir beyaza bürünmüştü. 
Kar günlerdir beklediğim birşeydi. Temizlik, yeni umutlar, hayallar, yılbaşının gelişi, romantizm, bu eski şehirde daha da güzel görünüyor. Yaşayayıp görecek ve paylaşacağım:) 
Fotoğrafta kar mutluluğu yaşayan acemi blogger ben :))

22 Kasım 2014 Cumartesi

Hayatın rotası başka bir yerde başlarken ..

Gurbet, uzaklık, mesafeler ne ile anlatılır, herkese göre farklımıdır?.. 19 gün önce uçağa binerken bu soruların hiçbirini cevaplamamıştım. Tek bildiğim evimiz diyeceğimiz yerin artık Ukrayna'nın Kiev şehri olduğu, kış mevsiminde gidiyor oluşumdu. 6yıl boyunca gitmeye direnen, her zaman bir geri dönüşün olacağını düşünen ben, bu sefer gitmeye karar vermiştim. Geçen yıllarda bir turist gibi gezip dolaştığım, sonra da çantamda hediyelikler ülkeme mutlu dönen ben, keder hissimi yanımdakine hissettirmeye çalışarak sonu belli olmayan, başka ülkede, bi yaşam macerasına atılıyordum. Bu blog benim günlüğüm, sırdaşım, arkadaşım olacak, Günlerdir Hava'nın kurşun gibi ağır olduğu Kiev şehrindeyim,yazmak için defalarca oturup, sonra günlük işleri bahane edip kalktım. Hayat her yerde aynı; çamaşır, yemek, alışveriş, biraz televizyon, biraz müzik, biraz filmler, biraz kitaplar...
Öte yandan dilini bilmediğiniz ya da çok az bildiğiniz bir ülkede hayat kaplumbağa hızında ,aynen kaplumbağa gibi kabuğuna çekilerek yaşanıyor. Bunda kış mevsiminin etkisi çok büyük.Hava erken kararıyor, soğuk insanın elini,yüzünü kesiyor, pis bi duman kokusu ortalığ kaplıyor, bazen sis çöküyor. İnsan doğası gereği kendini sığınacağı bir yere,güven duygusu için evine kapatıyor. Ben doğuştan utangaç bir insan olduğumdan bu içe kapanma hissi daha da arttı. Bu yazıları yazarken kimim, neyim merak edilecektir. 35 yaşındayım, Dante gibi ömrün ortasında eş durumundan rotam istemeyerek Kiev'e getirdi beni, eşlerin en sakini 6 yıldır burada,dil sorunu yok, iş sorunu yok. Bakalım ben ne yapacağım, başımdan neler geçecek? Yazarak anlatacağım...Fotoğrafı geldiğim ilk günlerde evin yakınındaki parkta çektim, Sonbahar bitiyor,kış başlıyordu..Benim kışım..